Fazla Ruhsallık Zararlı mı ?
Fazla Ruhsallık Zararlı mı ?
Değerli Dostlar ;
Genellikle Doğunun ezoterik tradisyonlarında 'çilecilik'(asceticism) vardır. Ne yazık ki bizlerin de genlerine bu sarmallar bir şekilde girmiş ve sanki çile ve acı çektikçe, ağır perhizlere girdikçe Tanrıya daha çok yaklaşıyoruz gibi bir bilinçaltına sahip olabiliriz. Halbuki işin aslı böyle değildir. Allah diye bilinen, doğunun da batının da Rabbidir. Buda olmak için önce maddeye doymak gerekiyor ki manada insan yükselebilsin. Maddeye doymadan buda ya gitmek, çoğunlukla ağır ruhsal yıkımlara, psikolojik bunalımlara sebep olur.İnsan , psikolojik,sosyolojik açlıklarını, tıkanıklıklarını, arzularını(yeme,içme,sevme,cinsellik,sahiplenme,güvenme,aidiyet, para,takdir edilme vs) doyuramaz, tatmin edemez ve bu konularda kişiyi azaba sürükleyen boşluklar olursa ve bir de üstüne üstlük maneviyata yoğun biçimde girerse, bedenini yakmış(engellemiş) olur ki bu asla Yaratıcı nın kulda razı olduğu bir konu değildir.Öyle olsa sizi ışık beden olarak yaratır bu aleme indirmezdi. Dünyayı da doyana kadar yaşaman ve deneyimlemen gerekir. Ondan razı olarak dön (89:27-30) hitabına tam anlamıyla muhatap olamamış olma! . Arzu ve isteklerini engellenmeden yaşaman, seni ruhsal olarak geliştirecek, büyütecek ve olgunlaştıracaktır ki bu isteklerin ve dileklerin körelsin ve ileride sana sıkıntı ve engel çıkarmasın !. Alt basamakları hakkını vererek çıkamazsan, yukarıdaki basamaklarda engelleneceksin. Bu kaçınılmazdır. Kişinin her yönden kendini ve bedenini sevmesi gerekir. Çünkü bu ihtiyaç ve arzularını doyurması maneviyatta ilerlemesinede yardım eder.Yoksunluğu hiç bir şekilde övme , ne dışta ne de içte. Dileklerinden yana ol, bunları istediğin gibi doyasıya ''sevgin'' ile yaşa ki o hayalin ve ateşlenmiş arzun her ne ise içsel zenginliğe doğru akabilsin. Tüm bunları ikinci çakra / nefs i levvame (hara) enerjisiyle yaşarsın . Dünya nimetlerinin hakkını vermelisin. Bundan dolayı eksiğini hissettiğin konuları bir an önce halletmeli , doyurmalı ve takılmış kalmamalısın ki enerjiler doğru bir şekilde aksın, tazelensin. Geçmişte , bir çok kadim üstad bu konuda kendini doyurmuş ve kapılar kendilerine açılmıştır. Aksi halde ilimler deryasında boğulanlardan olursunuz. Bu konuda çözüm ararken başta Venüs ve Ay ın ezoterik anlamları üzerine düşünülmelidir. Çocuklarınıza bir şeye sahip olma güdüsünü hakkıyla yaşatmanız gerekir. Sahip olmak istediği şeyleri ona sunun, Güneşini(kimliğini) kuvvetli tutun ki ilerde rahatsız bir birey haline gelmesin. Sahiplenmenin tadını çıkarmadan, özgüvenini tazelemeden, paylaşmayı öğretirseniz, ileride özgüveni eksik bir birey olacaktır.
Genellikle Doğunun ezoterik tradisyonlarında 'çilecilik'(asceticism) vardır. Ne yazık ki bizlerin de genlerine bu sarmallar bir şekilde girmiş ve sanki çile ve acı çektikçe, ağır perhizlere girdikçe Tanrıya daha çok yaklaşıyoruz gibi bir bilinçaltına sahip olabiliriz. Halbuki işin aslı böyle değildir. Allah diye bilinen, doğunun da batının da Rabbidir. Buda olmak için önce maddeye doymak gerekiyor ki manada insan yükselebilsin. Maddeye doymadan buda ya gitmek, çoğunlukla ağır ruhsal yıkımlara, psikolojik bunalımlara sebep olur.İnsan , psikolojik,sosyolojik açlıklarını, tıkanıklıklarını, arzularını(yeme,içme,sevme,cinsellik,sahiplenme,güvenme,aidiyet, para,takdir edilme vs) doyuramaz, tatmin edemez ve bu konularda kişiyi azaba sürükleyen boşluklar olursa ve bir de üstüne üstlük maneviyata yoğun biçimde girerse, bedenini yakmış(engellemiş) olur ki bu asla Yaratıcı nın kulda razı olduğu bir konu değildir.Öyle olsa sizi ışık beden olarak yaratır bu aleme indirmezdi. Dünyayı da doyana kadar yaşaman ve deneyimlemen gerekir. Ondan razı olarak dön (89:27-30) hitabına tam anlamıyla muhatap olamamış olma! . Arzu ve isteklerini engellenmeden yaşaman, seni ruhsal olarak geliştirecek, büyütecek ve olgunlaştıracaktır ki bu isteklerin ve dileklerin körelsin ve ileride sana sıkıntı ve engel çıkarmasın !. Alt basamakları hakkını vererek çıkamazsan, yukarıdaki basamaklarda engelleneceksin. Bu kaçınılmazdır. Kişinin her yönden kendini ve bedenini sevmesi gerekir. Çünkü bu ihtiyaç ve arzularını doyurması maneviyatta ilerlemesinede yardım eder.Yoksunluğu hiç bir şekilde övme , ne dışta ne de içte. Dileklerinden yana ol, bunları istediğin gibi doyasıya ''sevgin'' ile yaşa ki o hayalin ve ateşlenmiş arzun her ne ise içsel zenginliğe doğru akabilsin. Tüm bunları ikinci çakra / nefs i levvame (hara) enerjisiyle yaşarsın . Dünya nimetlerinin hakkını vermelisin. Bundan dolayı eksiğini hissettiğin konuları bir an önce halletmeli , doyurmalı ve takılmış kalmamalısın ki enerjiler doğru bir şekilde aksın, tazelensin. Geçmişte , bir çok kadim üstad bu konuda kendini doyurmuş ve kapılar kendilerine açılmıştır. Aksi halde ilimler deryasında boğulanlardan olursunuz. Bu konuda çözüm ararken başta Venüs ve Ay ın ezoterik anlamları üzerine düşünülmelidir. Çocuklarınıza bir şeye sahip olma güdüsünü hakkıyla yaşatmanız gerekir. Sahip olmak istediği şeyleri ona sunun, Güneşini(kimliğini) kuvvetli tutun ki ilerde rahatsız bir birey haline gelmesin. Sahiplenmenin tadını çıkarmadan, özgüvenini tazelemeden, paylaşmayı öğretirseniz, ileride özgüveni eksik bir birey olacaktır.
Onur Güven / 2015
Yorumlar
Yorum Gönder